31 Mart 2010 Çarşamba

..................................bu benim dünyamm

peki sizin dünyanız hangisi ?...Marie Claire'in düzenlediği " bize dünyanı göster " adlı fotoğraf yarışması için son başvuru tarihi 30 Nisan ..

Kategoriler :  Moda, Portre, Yemek,  Mekan, Seyahat



Detaylara ve başvuru formuna burdan ulaşabilirsiniz ,




30 Mart 2010 Salı

.....................................camın renkli dünyası

bir haftalık aradan sonra havalı bir başlık atıyım dedim.. herkes ne zamandır yazı yazmıyorsun demeye başladığı için ben de artık bloguma ilgi göstermenin zamanı geldi diye düşündüm.. size Cam Ocağı'ndan bahsedicem... aslında Cam Ocağına bir kaç sene önce ve birkaç işyeri önce team building aktivitesi olarak gitmiştik .. ama hala hip birşey gibi gözüküyor o nedenle yeni gitmişim gibi anlatabilirimm..

Özellikle havaların güzelleştiği bu günlerde güzel bir haftasonu aktivitesi olabileceği gibi daha ciddi düşünenler için uzun soluklu bir hobiye de dönüşebilir..


İşte burda sevgili arkadaşlarımla sanatsal bir çalışma içerisindeyiz.. İlk önce bize renkli camlar veriyorlar ve tekniğini göstererek kendi tasarımlarımızı yaptırıyorlar daha sonra da bu tasarımları cam fırınlarında bizim için fırınlayarak muhteşem güzel cam süs tabaklar yapmış oluyoruz..


İşte daha birkaç hafta önce kırılan sevgili sanateseri tabağımın ilk sanatsal çalışmaları ......

Bir diğer aktivite de cam bıncuk yapımı, renkli şekerler gibi cam boncukların yapımı o kadar çok emek ve zaman gerektiriyor ki takdir etmemek imkansız ......

Kısa bir de gösteri izliyoruz incecik camdan nasıl bir incelik ve sabırla muhteşem güzel dönen semazenler yapıldığına şahit oluyoruz...



Bizimle birlikte bir okul da yine camocağını geziyor çocuklar için alışveriş merkezine gitmekten çok daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum.. cam ocağına bir haftasonu gezisi yaparak çocuklarınıza sadece tüketimden öte biraz da üretimle ilgili bişeyler göstermek eğlenceli ve faydalı olur diye düşünüyorum .....

Binada aynı zamanda çok güzel çalışmalar sergileniyor...





Bu kadar narin süslerin ne kadar zor şartlarda cam ustaları tarafından üretildiğini izleme fırsatımız da oldu.. Yüksek ısılardaki eriyik cam üfleme gibi tekniklerle şekillendiriliyorlar...







Yeni bir hobi arayanlara duyurulur .......





23 Mart 2010 Salı

................................color up your life

.................................nelere bilet aldık ?

Çoookkkk çalıştıkk ve uzun çalışmalar sonucunda saatleri de uygun olan 5 film secçebildikkk..o kadar çok film var ki .... ve film biletleri de gerçekten 3.5 lira değill...akşam saatleri ve haftasonları 16 liraya kadar çıkıyor... bunun neresi festival ayrıca biletix işlem bedelleri var tam bi soygunculuk

ama seçtiğimiz 5 film umarım güzel çıkar ve umarım gitmeye üşenmeyiz :)




Ve tabii ki Tom Ford'un ilk filmine gidiyoruz .....

21 Mart 2010 Pazar

......................................Tom Ford'un ilk filmi

Tek Başına bir adam Tom Ford'un ilk filmi, uzun metrajlı bir parfüm reklamı gibi acımasız kritikler alan film IKSVnin film festivalinde gösteriliyor..... Festival biletleri dün satışa çıkmaya başladı , o kadar çok kategori ve film arasından seçim yapmak oldukça zor. biraz daha çalışmalıyımmmm...



................................havada bahar kokusu var

Biraz klişe bir laf olucak ama doğa bir bahara daha uyanıyor.....güneş güzel yüzünü gösterirken içimizi de ısıtmaya başladı artık ..bu havada umutsuz olmak imkansız ...


Cumartesi günü ilerde daha detaylı anlatırım belki  ama Afyon-Bursa - İstanbul güzergahında ilerlerken bu müthiş havada arabanın camından doğayı fotoğraflama şansım oldu......Bugün eve gelirgelmez de 1m2 lik balkonumu yeniden düzenledim , yeni çiçekler ektim ve,  iki kişi ve bir kedi olarak sığdığımız 1m2lik balkonumuzun yaz sezonu açılışını officially soğuk birer bira eşliğinde yaptık... ve işte yeni çiçeklerim ....



...............

18 Mart 2010 Perşembe

......................................bir de hava güzel olsa



Kanyon'un organizasyonlarını çok sevdik ama biraz erken başladılar sanki , keşke havalar güzelken yapsalar donuyoruz ........

17 Mart 2010 Çarşamba

......................................tanıdık geldi mi

Vogue Türkiye ilksayısının kapağı çok beğenilmişti... Kenarlarda yazı olmaması, sade olması...
Fransız Vogue'nun Mart kapağına bakıyoruz, aynı renkler aynı tarz ......kim kimden esinlendi acaba ?


10 Mart 2010 Çarşamba

........................İstanbul Film Festivali 3--18 Nisan

İKSV nin düzenlediği İstanbul Film Festivalinin programı belli  oldu......Biletler 20 Marttan itibaren satışta ...
Şimdiden filmleri çalışmaya başlamak lazım ..

http://www.iksv.org/film/program.asp

...................................Kapalıçarşı dosyası .. ve Ayce de bize katılır

Aramızda şu an tek çalışan Ayce daha fazla dayanamayarak cuma öğleden sonra izin alır ve bize katılır ve böylece ekip tamamlanır...Ayce'nin güzel yüzüklerinden almak üzere kapalıçarşıya doğru ilerliyoruz..

Artık Maslak'tan kapalıçarşıya kadar metro ile ulaşılabiliyor ama yaklaşık bir 3-4 kere metro değiştirilmesi gerekiyor.. Herşey de olduğu gibi metroda da bir plansızlık söz konusu , tek seferde yap bitsin ama bizde maalesef yama misali neredeyse her durak için ayrı bir metro yapıldı...

Kapalıçarşı'ya girmeden önce biraz enerji toplamaya karar veriyoruz.. ve öğle yemeği için Ayce bizi Nuruosmaniye köftecisine götürüyor..Bloğumdaki sanırım bu 4.. köfteci yazısı , ama gerçekten çok başarılı..Yeri de tam olarak Nuruosmaniye camiinin tam yanında

Heyecanla köftelerimizi beklerken ....Yan masadaki turist arkadaşa da  foto şeklinde yaklaştık , o da böyle samimi bir türk ambiyansı yaşadığı için mutlu olmuştuk

Ve beklenen köfteler beklediğimize değdi ......

Ve nihayet asıl amacımız olan Kapalıçarşıya doğru ilerliyoruz... Kapalıçarşı oldukça geniş ve kapsamlı bi yer biz direk hedef odaklı çalışarak gümüşçüler çarşısını soruyoruz ......iyiki de öyle yapmışız çünkü sadece urada bile 4 saat geçirmeyi başarıyoruz........

Tabii ki 4 saat sadece takı bakmakla geçmiyor her uğradığımız dükkanda çay kahve ikramı sohbet muhabbet derken dükkan sahiplerinden biri bir ara dükkanını bize bile emanet etti artık .......Türk olmanın en güzel yanlarından biri de bu bence , birşeyler almayacak olsanız da size mutlaka çay kahce ikram edip bir müşteriden ziyade bir misafir gibi ağırlıyorlar.....Son dükkanlardan birinde yüzüğün ayarlanmasını beklerken dükkan sahibi falımıza bile baktı ......


Biz Türkler gerçekten çok renkli karakterleriz, işte takıların arasında karşımıza çıkan takılardan daha renkli olan tropik su kaplumbağaları, dükkan sahibi bu kaplumbağaları henüz miniciklerken Singapur'dan getiriyor ve uçağa ceketinin ceplerinde sokuyor.....

Sadece gezerken bile kapalıçarşı bize rengarenk güzel fotoğraflar veriyor, ünlü tasarımcıların bile buradan ilham alması sanırım bu renkli atmosferden ve sıcacık insanlarından








Ve kendimizi kaptırdığımız anlar ....
 
Kapalıçarşı'da gümüşçüler çarşısında sohbetler ve içilen çaylar eşliğinde neşeli bir 4 saat geçirdik .....

................Polo Jeans artık Naked'da

5 Mart 2010 Cuma

.................................good old Elle

94'ten beri ayda ortalama 2-3 moda dergisi alıyorum ve kesinlikle çok şey iyi yönde değişti artık yabancı sayılardan daha güzel sayılar çıkıyor Türkiye'de... Vogue Türkiye sayısı bir anda olay oldu ve tabii gittik aldık elimiz mecbur .....ama sevgili eski dergim Elle'in yerini hiçbiri tutmuyor bence..Konular , fotoğraflar, konu başlıkları bile çok daha güzel...bir de internet sayfasını update ederlerse artık ...Evet Vogue'un ilk sayısı , henüz tecrübesizler umarız diğer sayıları daha başarılı olur , hem bu kadar insan onları desteklerken daha yaratıcı bi dergi bekliyoruz.......Instyle geldiği zaman da kısa bir süre Instyle favori dergim olmuştu ama Elle her zaman daha ağır basıyor ve kısa sürede Instyle ikinci sıraya kaydı, şimdi Vogue Türkiyemiz var ve benim için kesinlikle ikinci sırada




.............................. like a Reptile

Fransızca nasıl bir dildir bu nasıl bir sestir.........bu nasıl bir şarkı olmuş böyle

http://www.youtube.com/watch?v=vK1CJeE7Gjk




Evet Emma Shaplin ve yeni albümü Macadam Flower Bütün şarkıları güzel, favorim Reptile...

Like a reptile she changes her skin......
http://www.youtube.com/watch?v=w1Sueb0FOcw


Dinlemediyseniz You Tube'da aratmaya başlayın bence ...

..........................Caz severlere müjde

4 Mart 2010 Perşembe

....................................Kabataş'tan Galata'ya ..Alev'le gezmeler Part II

Alev'le işsiz güçsüz haftaiçi gezmelerimiz Modern Sanat'ta başlamıştı.......Bu sanat gününe film festivalinde film izleyerek devam etmek üzere İstiklal'e doğru yola çıktık......Ama saatler ilerledikçe sandığımız kadar idealist olmadığımız ortaya çıktı ve günümüz tamamen farklı bir güzergahta ilerledi.....İstiklal'de Sinema'nın önünden geçip giderken çok da fazla suçluluk hissettiğimi söyleyemeyeceğim...


Önünden sürekli geçtiğim ama hiç içine girmediğim Saint Antoine kilisesini gezdik.


Güzel fotoğraflar çekebileceğiniz oldukça güzel bir kilise...


Süleymaniye Camii ve St Antoine kilisesini gezdikten sonra sanırım artık iş bulmak için yapabileceğim herşeyi yaptım...



Kiliseden çıkışta galataya doğru ilerlerken küçük bir dondurma molası vermeden olmazdı...

Dondurma önemli bir konu.. Eskiden mahalle aralarındaki roma dondurmacılarımız vardı , yine küçükken yurtdışında yediğimiz plastik yeşil elma ambalajı içindeli elmalı dondurmayı hala hatırlıyorum, sonra carte d'or dönemi geldi. İlk çıktığında her çıkan çeşidi deniyordum ama artık hızına yetişilmiyor ve bir noktada sütlaçlı dondurma yemek de ne derece mantıklı onu sorgulamak lazım...Yeni çeşitler yerel tadlar  çıkaralım derken  bir noktada konuyu abarttılar. İşte bu noktadayken Cremeria Milano hayatımıza girdi...Bir İtalyan markası olan Cream and Dream'in İstanbul şubesiler.. 80 çeşit dondurma var ve benim favorim kesinlikle Bailey's li olan ve üzüm ve romlu dondurma .. Naneli ve muzlusu da çok güzell... Fındıklısında ise fındık ezmesi tadı alabiliyorsunuz.. İstiklal'de küçük bir mola için ideal.....Dondurma demişken Mövenpick dondurmasının adını geçirmeden konuyu bitiremiycem.. Maalesef fiyatı lezzeti ile doğru orantılı... Şimdilik sadece biraz şımartılmaya ihtiyaç duyduğumda Kırıntı'da tatlı yerine tercih ediyorumm yoksa küçücük kutuya istedikleri fiyat inanılmaz.... Ben & Jerry's e başlarsam konuyu kapatamıyacağımdan endişeleniyorum zaten bence çok da güzel değil......Siz iyisimi dondurma mevsimi yaklaşırken bir Cremeria Milano'ya uğrayın.......

Tam bu noktada artık sinemaya geri dönemiyeceğimiz kesinleşti ve Galata'ya doğru ilerledik.......


Bildiğiniz gibi Galata bu aralar çok popüler.. Son birkaç yıldır özellikle yabancılar emlak piyasasını oldukça canlandırmıştı, şimdi de bir butik çılgınlığı yaşanıyor..yakında Karaköy'e kadar her yer mekan olacak sanırım....

 
Kimisi ikinci el, kimisi oldukça turistik butikleri şöyle bir dolaşıp, arada hiç beklemediğiniz aralardan çıkan deniz manzarasının tadını çıkarın ve yeterince yorulduysanız bizim gibi yapıp meydan da oturup bir keyif çayı molası verin bu tarihi dekorun keyfi de böyle çıkıyor.......







Kabataş'tan Galata'ya  güzergahımız Asmalımescit'te son buldu ...Cheers